Appiah'la çok çok özel!..

Appiah'la çok çok özel!..

Fenerbahçe'nin Ganalı yıldızı Stephen Appiah hakkında merak edilen herşeyi LİG TV'ye anlattı. LİG TV Fenerbahçe muhabiri Deniz Türker'in sorularını yanıtlayan Appiah kendisi hakkında basında çıkan birçok habere de açıklık getirdi.

Avrupa'nın hangi iki ünlü kulübü transfer etmek istedi?
Takımdaki Brezilyalı futbolcular hakkında ne düşünüyor?
Takımdaki en iyi arkadaşları kim?
Ülkesinde binlerce insan neden Appiah'ın evinin önünde bekliyor?

İşte Appiah'la yapılan röportajın tam metni:

-İki yılını Türkiye’de geçirdin. Türkiye hakkında neler düşünüyorsun?
İstanbul çok güzel bir şehir. Kontrat imzalarken kafamda burayla ilgili tereddütler vardı. Burada iki yıl geçirdikten sonra herşeyin çok güzel olduğunu anladım. Sadece şehir açısından değil kendi açımdan da doğru karar vermişim.

-Fenerbahçe’deki iki yılını değerlendirir misin?
Arkadaşlarımla çok iyi iki yıl geçirdim. Yardıma ihtiyacım olduğunda hep yanımdaydılar. Hepsi çok iyi.

-Türkiye’de hep manşetlerdesin. Ne zaman gazeteyi açsak seni görüyoruz. Bu seni nasıl etkiliyor?
Dil problemim var. Türkçe bilmiyorum ve gazete almıyorum.

-Kimseye sormuyor musun benim hakkımda neler yazılıyor?
Arkadaşlarım Behçet Tolga ve Volkan Ballı gazetelerde neler yazdığını söylüyorlar. Bunun için mutlu oluyorum.

-Genelde güzel şeyler yazılıyor senin hakkında, değil mi?
Evet, benim için hep güzel şeyler yazıyorlar.

-Futbolda Türkiye ve İtalya arasında ne gibi farklılıklar var?
İki ülkenin de değişik futbol stilleri var. Futbol sürekli gelişiyor. İtalya’da dünya çapında ve şampiyonluklar yaşamış futbolcular var. Türkiye’de futbol son yıllarda sürekli olarak sınıf atlıyor.

-Türkiye’de takımların güçlü olması için nelere ihtiyacı var? Veya milli takımın.
Milli takımı bilemem ama Türkiye’de çok genç ve yetenekli oyuncular var. Onları çok beğeniyorum. Çok çalışma ve futbol mantalitesinin ilerlemesiyle Türk Futbolu gelişecektir.

-Takım geçen yıldan güçlü mü?
Geçen yıl takıma sadece ben transfer edildim. Bu sene dört oyuncu alındı. Zorluk çektik ama şimdi herkes üzerine düşeni yapıyor. Önemli olan oyuncuların tek tek performansı değil takım ruhudur.

"TAKIM RUHUNU KAYBETMEDİ"
-Bu dört oyuncu alındıktan sonra takım, ruhunu kaybetti mi?
Hayır, takım ruhunu kaybetmedi. Bu her takımda olur. Oyuncular geç geldi.

-Takım ruhu için zaman lazım, değil mi?
Evet. Bu biraz zordur. Geç gelen oyuncular vardı. Lugano, Kezman, Edu, Deivid. Birbirimizin nasıl oynadığını bilmiyorduk. Bu normal, her takımda olur. Real Madrid, Manchester, Juventus, Chelsea. Ama şimdi birbirimizi anlıyoruz. Onlarla oynamaktan mutluyum.

"ANELKA ÇOK MUTLU"
-Anelka için ne diyorsun?
Konuşuyoruz, o mutlu. Gollerini gördüm. Tebrik ettim.

-Arsenal’a attığı gollerden sonra mı?
Evet. Şu anki durumundan çok memnun.

-Fenerbahçe Avrupa’da neden mutlu olamıyor? Bu sene iyisiniz ama bu seneye kadar diyelim.
Dışarıda oynadığımız iki maçı kaybettik. Evimizdeki bir maçı kazandık ve bir beraberliğimiz var. Bu normaldir. Deplasmanda oynamak zordur. Sonuçta tur atladık. Bu maçlar artık önemini kaybetti.

-Fenerbahçe’de oynadığın süre içerisinde seninle ilgili transfer haberleri çıktı. Bu senin performansını nasıl etkiledi?
Doğru. Özellikle Dünya Kupası süresince birçok takım beni transfer etmek istedi.

"BARCELONA VE ARSENAL'DEN TEKLİF ALDIM"
-Herhangi bir resmi teklif geldi mi?
Barcelona ve Arsenal’den teklif geldi. Daha sonra ne oldu bilmiyorum. Dünya Kupası’ndan sonra hiçbir şey duymadım. Tatile gittikten sonra Volkan Ballı beni aradı. "Appiah! Şampiyonlar Ligi eleme maçı oynayacağız. Sana ihtiyacımız var" dedi. Takımın ismini unuttum şimdi. Kiev maçı öncesinde...

-B36 Torshavn.
Evet, o takım. Sonra dedim ki "Volkan gelemem, tatildeyim" ama o "Gelmek zorundasın, sana ihtiyacımız var" dedi. Eğer gitmeye niyetim olsaydı, o zaman gelmezdim. Barcelona ve Arsenal Şampiyonlar Ligi’nde oynayan takımlar. Sonuçta bu maçta oynayınca bir daha Şampiyonlar Ligi’nde forma giyemeyecektim ve beni almaktan vazgeçeceklerdi. Sonra geldim ve oynadım. İnsanlar bu konuda konuşmaya devam ettiler ama ben zaten gidecek olsam o maçta oynamazdım. Çoğu insan bunu bilmiyor ama ben yoruldum bu konuları konuşmaktan.

"BEN BASİT BİR ADAMIM"
-Fenerbahçe’de ve Türkiye’de çok mutlu bir görüntü çiziyorsun.
Ben basit bir adamım. İşimi seviyorum ve ciddiye alıyorum. Mesele Manchester’a, Chelsea’ye gitmeliyim meselesi değil. Önemli olan nerede mutlu olduğunuzdur. "Fenerbahçe’ye geldim, burada mutlu değilim, gitmeliyim" diye düşünürsem performansım da düşer. Biri gelip de "tamam senin gitme vaktin geldi" diyene kadar mutlu olmak zorundayım ve performansımın düşmesini engellemeliyim.

-Eğer bir gün gitmeye karar verirsen hangi ülkeyi tercih edersin? Hangi ülkenin futbolunu beğeniyorsun?
8 sene İtalya’da oynadım. Şimdi Türkiye’deyim. Sonrasını bilemiyorum. Zamanı geldiğinde, ne karar vereceğimi şimdiden söyleyemem.

"HERKES PREMİER LİG'E GİTMEK İSTER"
-Hangi ülkeyi daha çok seviyorsun?
Futbol anlamında düşünürsek herkes Premier Lig’e gitmek ister.

"VOLKAN VE KEMAL İLE DAHA YAKINIM"
-Fenerbahçe’deki en iyi arkadaşın kim?
Takımın hepsiyle iyi ilişkilerim var. Hepsiyle şakalaşıyorum. Ama kaleci Volkan ve Kemal ile biraz daha yakınız birbirimize.

"G.AMERİKALILARA HEP ÖYLE DERLER"
-Zaman zaman takımın kontrolü Breziyalı futbolcuların elinde olduğu söyleniyor. Böyle birşey doğru olabilir mi?
Ben böyle bir şey hiçbir zaman söylemem. Karakterimden dolayı herhalde. Bir takımda Güney Amerikalı futbolcular olduğu zaman, onlar bir grupmuş gibi gözükürler. Çünkü hep bir aradadırlar. Herşeyi bir arada yaparlar. Bu yüzden insanlar böyle bir izlenime kapılıyorlar. Ama bence öyle değil. Juventus’ta oynarken de Güney Amerikalı ve Arjantinli arkadaşlarım vardı. Onlar da hep öyleydi.

-Kendi ülkende bir idol olarak gözüküyorsun. Sen de bu görüşlere katılıyor musun? Gana ile ilgili neler söylemek istersin? Çok seviliyorsun orada.
İşte bu sebebten dolayı Gnay’ya gitmemeye karar verdim. Çünkü dinlenmeye ihtiyacım var.

"EVİM HASTANE GİBİ"
-Gana’da dinlenmene izin vermiyorlar mı?
Hayır. Eğer bir gün misafirim olup Gana’ya gelirseniz evimin bir hastane gibi dolu olduğunu görürsünüz. Bir sürü insan evimi dolduruyor.

-Yardım mı talep ediyorlar?
Yardım isteyen var, beni görmek isteyen var...Ben mutluyum ve kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü geçtiğimiz 48 yıl boyunca Gana hiçbir zaman Dünya Kupası’nda yer almamıştı. Bana 4 sene önce kaptanlığı verdiler. Ve bir rüya gerçekleşti. Dünya Kupası finallerine kaldık. Sadece kendi adıma değil, temsil ettiğim ülkem ve insanlarım adına çok mutlu oldum. Kendimi kahraman olarak adlandırmıyorum ama Gana’nın en iyi oyuncularından biri olduğumu düşünüyorum. Çünkü 48 yıl sonra Dünya Kupası’na katılmak kolay bir şey değildi ve biz bunu başardık. Bu yüzden kendimi mutlu hissediyorum. Gana’da nereye gidersem gideyim, kendi resimlerimi görüyorum duvarlarda. Ve insanlar benim için ellerinden gelenin fazlasını yapmak istiyorlar. Bu ilgiyi kaybetmek istemiyorum. Sürekli daha ileriyi düşünmek zorundayım.

-Daha önce Türkiye’de küçük bir deneyimin olmuştu. Gönderidiğinde neler hissetin?
Aslını isterseniz Gana’ya döndükten sonra 5 yıl boyunca hiç dinlemeden çalıştım. Kulubümle kontratım sona erdikten sonra milli takıma gittim ve Gana’nın gruptan çıkması için mücadele ettim. Juventus menajeri Moggi beni İtalya’ya çağırdı ve gittim. Kamptan sonraki gün Moggi beni ofise çağırdı ve Fenerbahçe’nin bana teklif yaptığını söyledi. Ondan önce menajer ile konuştum. Patrick Vieira’yı transfer ettiklerini söyledi. Ben de Capello’yu tanıyordum. O takımda Emerson ve Vieira’yı oynatacaktı. Ben de kendimi yedek kulübesinde görmek istemiyordum. Ben de transfere olumlu baktım. Juventus, Manchester gibi olması benim için önemli değil. Önemli olan oynamaktı.

"EVERTON VE MİDDLESBROUGH BENİ İSTİYORDU"
-Ama sen rekabeti seven bir oyuncusun.

Rekabeti severim ama takımda olduğum zaman. Hoca beni görüp evet, bu oyuncu oynamalı derse severim. Ama hocanız Capello ise bu iş biraz zordur. Bakın, Beckham bile yedek kulübesinde. Everton ve M’Brough da beni istiyordu ama Fnerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaktı. Ben de Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaktım. Bu yüzden Fnerbahçe’yi seçtim.

-Türkiye’ye ilk gelişinde Teknik Direktör’ün Fatih Terim’di. Yeniden İstanbul’a gelince onunla konuştun mu?
Hayır ama onu birçok kez gördüm. İtalya’da maçlarda beni görünce "Ooo Appiah!" derdi. Konuşurduk.

-Fatih Terim hakkında ne düşünüyorsun?
Avrupa’nın en iyi teknik direktörlerinden biri. İşini nasıl yapacağını iyi biliyor.

-Kendinde sevdiğin ve eleştirdiğin taraflar nelerdir?
Eleştirmek mi? Kendimde eleştirecek hiçbir şey bulamıyorum. Kendimle barışığım, arkadaşlarımla da. Bu benim doğal halim ve her zaman iyi olamaya çalışıyorum.

"LAKABIM TORNADO"
-Bir lakabın var mı takımda?
Evet, arkadaşlarım takım içinde "Tornado" yani kasırga derler.

-Aile ve çocuğun hayatındaki anlamı ne?
Hep ailemle birlikte olmak istiyorum. Onlar hakkında konuşmayı da pek sevmiyorum. Onlar İtalya’da. Fırsat buldukça ya ben gidiyorum, ya da onlar geliyor.

-Kaç yaşındalar?
Larry 7, Rodney 5, Dustin 2.5 yaşında. Onlar hakkında konuşmayı pek sevmiyorum. Eğer burda kalırsam Temmuz ayında hepsi gelecek.

-Duygusal bir insan mısın? Geçen yıl Denizli’de şampiyonluk kaybedildiği zaman çimlere çöküp ağladığını hatırlıyorum.
Herkes aynı duyguyu yaşadı. Bütün sezon boyunca kalbimizle oynadık. İyi oynadık. Bir maç sonunda kupa gelecekti. Olmadı. Çok acıydı. Çünkü ben gelmeden önce Fenerbahçe üst üste 2 kere şampiyon olmuştu. Ben de takımın bir parçası olarak şampiyonluğu çok istiyordum. Şampiyonluğun kaybedilmesi benim için çok acıydı.

"GERÇEK BİR DÜNYA DERBİSİ"
-Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti hakkında ne düşünüyorsun?
Fantastik. 5 arkadaşım yurt dışındaki bir maça gelmek istedi. Galatasaray maçını bekleyin dedim. İnanmadılar. Anlattığım herşeyin gerçek olduğunu söylediler. Gerçek bir dünya derbisi. Müthiş bir rekabet. Tabi ki kazanısanız çok daha güzel.

-Fenerbahçe’de unutamadığın maç anıları oldu mu?
Ben gözükara bir futbolcuyum. Sahada bambaşkayım. Hiç kimseyi tanımam. Rakibim kardeşim bile olsa bitirme şansım olursa tereddüt etmem. Kadıköy’de 4-0’lık maçta Galatasaray’a attığım golü ve FIFA tarafından en güzel gol seçilen Schalke’ye attığım golü unutamıyorum.

-Fenerbahçe’de bu sene taraftar UEFA Kupası’nı istiyor.Kazanılamsı sürpriz olur mu?
Son zamanlardaki iyi futbolumuzu sürüdürürsek ki çok iyi oynadık, kazanabiliriz. Süpriz olursa Dünya Kupası’ndaki gibi... İnsanlar bazı takımları önemsemiyor. Örneğin Dünya Futbolu’nda üst sıralardaki Çek Cumhuriyeti’ni 2-0 yendik. A.B.D ile oynadık. 2-1 kazandık. Sürprize hazır olmak lazım. Önemli olan potansiyelimizi ortay çıkarabilmektedir. Kimi zaman bir bebek gibi olmamız lazım. Yere düştüğümüz zaman kalkmayı bilmeli ve istediğimiz bir şeyde sürekli ısrarcı olmalıyız.

-Fenerbahçe’de değişik pozisyonlarda oynadın. En çok hangisi sana uygun?
Kariyerime değişik bir pozisyonda başladım. Forvetin arkasında ikinci golcü olarak... Sonra oyuncu kurucu olarak yani kendi bölgemde. Zaccheroni benim pozisyonumu değiştirdi. "Sende her yetenek var" dedi. "Hızlısın, kabiliyetlisin" dedi. Bu yüzden ben de takım bana nerede ihtiyaç duyarsa orada oynamak için fedakarlık yaparım.

- Futbolcu olmaya nasıl karar verdin?
Gana genç takımında oynuyordum. Orada dikkatleri üzerime çektim ve beni takıma aldılar.

(Deşifre: Alper Nüfusçu - Ligtv.com.tr)