Alex ile Kocaman'ın sınavı

Alex ile Kocaman'ın sınavı
Türk futbolunun en ciddi sorunlarının başında takımların Türkiye ligindeki başarısına karşın Avrupa kupalarındaki istikrarsızlık geliyor. Ligin tozunu atan takımın Avrupa'daki hüsranı bir bakıma geleneksel hale dönüştü.. Hem lig, hem kupa, hem yerel kupayı taşıyabilmek ciddi bir efor gerektiriyor.

Kupa'da fena halde yıpranıp, ligi kaybetme riski doğunca yönetimler için tek kulvarda kalmak çoğu zaman kabul edilebilir bir duruma dönüşüyor. Fenerbahçe tıpkı geçen yıl Bursaspor, önceki yıl Beşiktaş'ta olduğu gibi tek kulvarda sürdürdüğü yarışı şampiyonlukla taçlandırdı.
 
Gelecek yıl korkunç bir tempo bekliyor Kanarya'yı... A kalite rakiplere karşı Şampiyonlar Ligi grupları, artık her geçen yıl rekabetçi gücü yükselen Türkiye Ligi ve yıllardır alınamayan, bu yüzden psikolojik bir baskı yaratmaya başlayan Türkiye Kupası maçlarını taşıyacak sağlam, dirençli, yaratıcı ve bir arada yaşamaktan sıkılmayan, birkaç futbolcuya bağlı kalmaksızın koşacak birkaç gömlek üstün bir kadro gerekecek.
 
Öyle tahmin ediyorum ki, çok kulvarlı koşu için esas çalışma şampiyonluk kutlamalarının bittiği günün ertesinde start almıştır..
 
Bir yandan da eğlence ve kutlamalar sona erdi, yazı dizileri başladı. Hepsini ilgi ve keyifle okuyoruz. Fenerbahçe'nin 4 yıl sonra ulaştığı mutlu sonun kırılma noktaları bir bir ortaya çıkıyor. Aslına bakılırsa başarı geldiği için geri dönüp bakıldığında bazı hal, tavır, davranış ve kararlara bağlanabiliyor her şey.. Bir futbol maçının analizini yapar gibi, yaşandığı anda değil, finalde kırılma noktası olabiliyor olaylar..
 
Örneğin, Yeni Malatya ile oynanan kupa maçında Aykut Kocaman'ın istifasına oyuncuların karşı duruşu, takımın İstanbul yerine kamp için direkt Antalya'ya uçuşu kırılma noktası oluverdiler.
 
Şampiyonlar Ligi'nden elenişin ardından tüm hiddeti ve kederiyle Aziz Yıldırım'ın Alex'i çağırıp "takımın dümenine geç" direktifi ise Fenerbahçe'yi detaylı takip edip yazı dizileri hazırlayan kalemlere göre Alex'le yükselişin bir kırılma noktası..
 
Kırılma anları iki ismi adres gösteriyor. Alex ile Kocaman.. Tarafsız gözle yazılanları okuyan bir yabancı, futbol takımının teknik adam ve yıldız oyuncu özelinde ortaya çıkacak bir zaafa karşı dayanıksız olduğu kanaatine rahatlıkla varabilir.
 
Dikkat ettim, her iki olay kupa hüsranlarının sonuna denk geliyor. Yani yarış kulvarları azaldıkça ivmelenme başlamış..
 
Yük azalmış, otomobil hızlanmaya başlamış bir başka deyişle..
 
Sezon bitince otomobile yeni yüklemeler otomatik olarak yapılır her zaman.. İşte başa döndük. Yeniden ve daha fazlası için mutlaka geliştirmeler yapmak ve bir iki kritik adam özelinde takılıp kalmamak olmalı yeni hedef..
 
Haliyle medya'nın göklere çıkarttığı, bazı oyuncuların olağanüstü taltifler alarak kahramanlaştırıldığı bu kadronun yeni sezonun başında karşılaşacağı test son derece zor görünüyor. Yeni bir şampiyonluk için yeni kırılma noktaları yaşamak kimsenin tercih edeceği bir durum değil..
 
Şampiyonluk tefrikalarında ismi öne çıkan Kocaman ve Alex'in esas sınavı yeni başladı.
 
Ama ne sınav !!!
 
YENİ TRABZONSPOR
Trabzonspor ne kadar değerli bir ikincilik aldığının farkında mı acaba? Hayır şöyle söyleyelim ligde ikinci olmasına rağmen ne kadar değerli bir felsefe yarattığına dikkat ediyor mu?
 
Ligin ilk yarısında 42, ikinci yarıda 40 puan topladılar. Yabancılardan devamlı değil süreli katkılar aldılar, Engin özelinde olduğu gibi yerel yapısal sorunlarla uğraştılar, seyirci desteği Fenerbahçe kadar güçlü olamadı. Medya konusunda haklılar, genelde ikinci planda kaldılar ama tüm rakiplerinden farklı olarak lig ritmini baştan sona standart tutmayı başardılar.
 
Rakipleri Fenerbahçe ise ilk yarıyı 33, ikinci yarıyı 49 puanla tamamladı. Fenerbahçe bir geri dönüş hikâyesi yazarak averajla ayrıldı Trabzonspor'dan..
 
Burak Yılmaz ile Selçuk İnan'ın olağanüstü hırs ve aklı ile sona kadar gelindi. Yıl içi Trabzon maç yazılarında sürekli vurgu yaptık. Trabzonspor maçın her iki devresini de ilk dakikadan son dakikaya kadar tüm 15 dakikalık birimlerde aynı tempo ile oynadı. Devre içindeki düşüş zamanları en kısa olan takım Trabzonspor oldu..
 
Bu özellikleri ligin iki devresinde de aynı çıktı. Aslında buradan dayanıklı ve oyun disiplininden kopmayan bir takım profili çıkıyor.
 
Bu felsefe Trabzonspor için yenidir. Geçmiş yıllardaki kırılgan, standardı farklılıklar gösteren, ortalama Trabzonspor'un yerini Şenol Güneş sayesinde uzun yıllar üzerine yaslanabileceği oyun karakterine bürünen Yeni Trabzonspor aldı.
 
Selçuk'un takımda tutulması birinci koşul olmakla birlikte, gidenlerin yerine yapılacak takviyelerle yeni sezonda da aynı ritmin devam etmesi çok muhtemel..
 
Bu yıl Trabzonspor sınıf atladı. En iyi Trabzonspor oldu. Bardağın dolu tarafını iyi tahlil ederlerse gelecek yılın favorileri arasında ilk sırada onlar var.
 
Yenilenen Galatasaray, ne olduğunu hâlâ anlayamadığımız Beşiktaş, cezalarla yaralı başlayacak Bursaspor ve bu sezon yükü daha da ağırlaşacak olan Fenerbahçe'ye oranla daha stabil bir takım olarak ivmelerini korurlarsa onlara kimsenin nefesi yetmez.
 
Samimi olarak buraya tarih atıyorum..