Ah Ahmet Çalık, güzel insan!

Ah Ahmet Çalık, güzel insan!
Evimin balkonunda serin bir Ankara sabahında güne uyanıp çayımı içerken, telefonu açtım, açmaz olaydım da o haberi görmeyeydim! Ahmet Çalık’ı genç yaşında kaybetmişiz! İçim yandı, başladım ağlamaya! Uzun süre kendime gelemedim, inanamadım! Kelimeler kifayetsizdi artık…

Aklıma birden görevli olduğu maça giderken yine bir trafik kazası sonucu kaybettiğimiz Kayserili bölgesel hakem Salih Ulu geliverdi. Trabzon’da yöneteceğim önemli bir büyük maç öncesi, geçmiş olsun ziyareti amacıyla hastaneye gittiğimizde, acil servisten henüz 45 dakika önce pıhtı atması sonucu kaybettiğimiz 31 yaşındaki genç hakemin cenazesini teslim alma görevi; bana ve yardımcılarıma, kardeşi Ahmet Ulu’ya ve Trabzonlu hakem arkadaşlarımıza düşmüştü. Hissettiğimiz acının, kardeşi ve kayın biraderinin çığlıkları ile kefen içindeki Salih’in o tertemiz genç yüzü dün gibi aklımda, acısı hala yüreğimde! Benim için o dakikalarda maçın da futbolun da hiçbir anlamı kalmamıştı.
Kaybın genci, yaşlısı olmuyor tabii ki. Ancak giderek hızlanan yaşam yolculuğunda çok daha önemli bazı değerleri atladığımıza inanıyorum.

1994 Ankara doğumlu Ahmet Yılmaz Çalık’ı Ankara’dan yakından tanırım. Mütevazı bir ailenin çocuğu olarak 2004 yılında Gençlerbirliği altyapısında başladığı futbol hayatı; azmi, iradesi ve çalışkanlığı sonucunda ona yaz kış demeden ailecek verdikleri emek ve özveri ile 8 yıl sonra profesyonel sözleşme sunulmasını sağlamıştı.

Altyapıdan gelen ve yedek kulübesinde sabırla bekleyen Ahmet’in, Ante Kulušić ve Debatik Curri'nin sakatlığı sonucunda ilk kez oynadığı ve kusursuz tamamladığı Fenerbahçe maçı dün gibi aklımda. Çizgisini ve duruşunu hiç bozmadan sakallarının bile henüz terlememiş olduğu günlerden son kez izlemiş olduğumuz Demir Grup Sivasspor maçına kadar azmiyle ve onuruyla yaşadı. Onu çok seven ve her zaman destekleyen, neredeyse tüm maçlarını izleyen rahmetli İlhan Cavcav başkanının yanına uğurlandı bugün ikindi vakti.

Buhar odasında ayağa kalkan futbolcu!

Bir devre arası kampında, antrenman sonrası yorgunluğumu atmak için otelin buhar odasına girmiştim. İçeride belli belirsiz bir sima vardı. O yoğun buharın içerisinden ayağa kalkarak gelip bana sarıldı. Aynı otelde kamp yapıyormuşuz. Gelen kişi Ahmet Çalık'tı. Vay canım hocam, hoş geldin diyerek başlayan samimi muhabbet birkaç seansa kadar uzamıştı. Her zamanki gibi saygılı, profesyonel ve dürüst idi. Antrenman tekniklerinden, futboldan ve heyecanla beklediği transferinden laflamıştık.
Acımız çok büyük. Türk futbolu kendi kaynaklarından yetiştirmeyi başardığı bir genç değeri bir elim trafik kazası sonucu çok erken kaybetti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Kederli ailesine, İttifak Holding Konyaspor, Galatasaray ve özellikle Gençlerbirliği kulübüne başsağlığı diliyorum.